Şiir Versus / Haziran - Temmuz 2020

TAZİYEMDEKİ PARLAK DİZE

Ali Oturaklı

Ben bu şiiri yazdığımda çoktan ölmüş olacağım.
Unuttuklarım daha çok yer kaplardı aklımda
Bu boşluğu defalarca düşünürdüm
Sonuncusunda kaptırdım kendimi uyuyakaldım,
Sarılıyorum, bir an yok, sonra hala sarılıyorum

Sürünüyordum savrulmaya başladım nihayet
Tam tahmin ettiğim gibi hayat ölmemi beklemiş.
Gerçeklerle savaşırdım, yalan benimle değil
Doğruyu söylemeyenlerleydi
Doğrularımı yanılmak için kullanmıştım ve
Her yerdeki doğruyu seçerek yaptığım hata doğruydu
Seçilen acıysa yeğdi kaderden
Yani kimse yan yana değilken
Bir şeylere karşı olmayı becerebilirim şimdi, hatta
Başlar birazdan “sizin gibilere ihtiyacımız var” seferberliği

Bitim, sonrasında başlangıç yok, sonsuzsuz
Nursöndürendim, gölgesöndüren oldum
Öldüğüm söylenebiliyor artık yüzüme
Acemiliğinden bu ilk kez değildi diyorum.
Arkadaşlar mezarda bensiz sıkılmış
Bekle dirilmemizi diyor
Güzel aldırmazlık değil en az çaba
Mimarlara bu kabir formunu anlatamıyorum.
Zaman kaybederken vakit geçmiyor
Hayat tecrübem var herkesle yaşadım dünyada,
Körün biri solucan besliyor gözlerine badem koyup
Şiir düşünürken geldiğim yerde
Parlak sanki o dizem yazdığın taziyeme
Son karbondioksit
İşte böyle, parlar umudum hep bitince

Rüyamda sevgilim yok, peynir bozulmuş yeşil
Ambalajındaki doğaya dönüşüyor
Musluk açık perdeler tutuşuyor
Uyanınca İstanbul’un gün ışığı
Oysa sevdiğim, her yerin uyuyanıydı
Uyanmış da uyandığına utanmış gibi bakardı her yere
Rastgele bakılan yerler ve tabiat hüznüme duyarsızdı
O gün o lağım güneşle ışıl ışıldı

Yeni geldiğim için en öndeyim burada sıralama yok
Ceddim yüzüme tüküremiyor
Hala garibanlar nefesleri yetmiyor,
Buradan dünya için dua etmiyorum
Hiçbir şey yapamamayı başaran ilk ölüyüm
Şimdi evde oturuyorum öyle içim içime sığmıyor
Bak şu benim, vedalaşmaya sevgilisinden başlıyor
Aslında dünya tam bana göreymiş