Şiir Versus / Eylül - Ekim 2020

Ben Kara Aşırı Kara

Enes Kılıç

Toprakla soluk almak iyi, insanoğlu ne zaman keşfedecek
Ateşi ne zaman, tohumu ne zaman, ölüyü ne zaman
Bak seyret zihin açıcı bir sünnet gerçekleşiyor, akletmek gerçekleşiyor
Domuz kelimesine benziyor diye dokuza
Öteki diyen köylüler gördüm, öteki
Burada anlam bir ekini sırtlıyor gibi bin yıl öteye gitti
Ben hangi açığı kapadımsa hangi yarımı tamladımsa
Sana baktım ve pazularımda kas birikti sana baktım
Ve pazularımda kas.

Kimse pazarlara çıkmamış, kimse geride bir at bırakmamış
Belli ki Tanrı bir uzun koşu yaratacak bütün huzursuzlar için
Şimdi saçlarını kestirir kara fallara bakarsın
Bense iki kasa mandalina getiririm sana Hatay’dan bi salkım Bozcaada
İkisi de kalırsa yani mandalina değil üzüm değil
Hani Musa, kullarını Allah’a şikayet ettiğinde Tur Dağı’nda
Allah ona ne cevap vermişti, kasalar düşerken bunu düşündüm

Sonra aşamadım ölümü denizlerden bir iskemle çektim, oturdum
Orada Çanakkale’de Ece Ayhan caddesinde durdum, oturdum
Baban yepyeni bir koç kesecekti bıçağın karalığı senin aklığın
Şu köşede bazı adamlar esrar içerdi bazı kadınlar geçer giderdi
Şu köşede bir kadın ölü, bir kadın bir erkek doğurdu şurada
İşte Kayzer’in apoletleri işte Doğu Roma surların altında

Ölümdü her şey ve hatırlıyorum, tiroidli bir yazdı
Ben kara aşırı kara bir topal atla
Bunca yıl bir yiğitlik kolladım da olmadı.