Şiir Versus / Eylül - Ekim 2020

Sus Nakşi

Gökçe Özel

geronimo yakalanmasaydı buhara’da bir ikindi olurdu
semerkand’da bir testiydim sus nakşi
bir ormandım bir ağaçtım bir bakraç
buhurdur o buhur kabzasına buhur
şarjörümde çiy tanesi vururum
drama köprüsünü söker takarım
ben garibanım
dünyanın tüm yollarını kaldırdım kollarıma doladım bileziklerin şıngırdıyor süreyya
ver kızıl saçların
avluları dünyanın tüm avluları
kervan başı yasak mı çingene kızlarına gurur
denizleri içerim
dağları kopartır küpe ederim al önce çingene kızlarına tak çingene kızları niye çingeneyse
siz beysiniz siz hanım sizin ayakkabılarınız rugan
şak diye küçümseyen bakışını tak ve dön onlara bak
efendi bakışın küpeli yüzlerinde şaklasın
o sebeple ben tüm yollarınızı alıp dürüyorum
hem boynuma hem bağrıma
ben boynuna ben bağrına
tüm asfaltlar alt ve üst geçitler zaten nefret ederdim
kara ve denizlerden ve hava haritaları
kız leyla süreyya al as göğsüne
ay doğdu yutayım mı
şehre karışayım mı
sonra karışınca leyla süreyyanın düştü küpesi
bir baktım benimkiler de rugan ayıp ettik
onlar gibi olmadan onlarla ol öyle yağma yok firdevs
al dünyanın güğümlerini vur göğsüne vur korkma
sen firdevsü ambersin bağırtma beni
dur bi gidip tüm ne kadar tüm vardıysa yarımına tüm
şehre karışacaktın şehre benzemeden git şimdi şehri ye
gitsem bulsam patikaları aynı ceketi evirip çevirenleri
fakir diye mahcup edilenler, ruganlılar geliyor bakın ruganlılar ben de onlardan biriyim
sizden saysana